Yavru kedileri kim sevmez ki!
Bize türlü şirinlikler yapar, sürekli oyunlar oynarlar. Bu şirin ufaklıklar ne kadar sevimli olsalar da onlar birer bebek ve tüm bu aktiviteleri yapmak için çok enerjiye yani gıdaya ihtiyaç duyarlar. Aynı zamanda tabi ki bu hareketlilik ve merakları yüzünden yaptıkları haylazlıklar sağlıklarını tehdit de edebilir. Yalnız bunlar da değil birçok virüs, bakteri, genetik hastalık, enfeksiyon ve parazitler ufaklıkların sağlığının ciddi anlamda tehdit eder. Bu yazımızda size yavru kedinize nasıl bakacağınızı, sağlıklı yetişebilmesi için neler yapmanız gerektiğini ve olası sağlık sorunları hakkında bilgi vereceğiz. Eğer sizin de bir yavru kediniz varsa, öncelikle nasıl bir bakıma ihtiyaç duyduklarına gelin birlikte göz atalım!
İçindekiler
Yeni Doğan Kediler
Neonatal da denilen bu dönemde yeni doğan yavru kedi eğer annesi yanındaysa veya kardeşleri varsa, onlara yani ailesine aşırı düşkün ve bağımlı olacaktır. Eğer annesi yoksa ve bu şekilde sahiplendiyseniz sizi ailesi olarak gördüğünden aynı düşkünlüğü size gösterecek ve onu korumanıza, ilgi göstermenize, beslemenize ihtiyaç duyacaktır. Doğada genellikle üçüncü ayda anne kediler yavrularını kendilerinden uzaklaştırır ve kendi ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlar. Fakat yavru kediniz üç aydan küçük yani yeni doğan ise ona annesi gibi bakmanız gerekecek. Ancak yavru kedi iki aylık kadarsa kendi başına yürüyerek evin her yerinde merakla dolaşacaktır. O eve alışana kadar ve dokunmaması gereken nesneleri öğrenen dek ortamı ona göre düzenlemelisiniz. Bir süre sizin tepkileriniz sayesinde nelere dokunabileceğini ve nerelere gitmemesi gerektiğini öğrenir.
Genellikle günün çoğunu uyuyarak geçirirler. Bu yüzden benimseyebilecekleri bir uyuma alanı hazırlayın, oraya alıştığında genellikle orada kendini daha güvende hissedecektir. Zaten siz bu işi yapmasanız da onlar kendilerine güvenli bir yer seçer ve orada uyuma alışkanlığı edinirler ama bu yerin neresi olabileceği konusu canınızı sıkabilir çünkü kediniz çekmecelerinizin ya da giysi dolabınızın için veya çok sıra dışı bir yeri seçebilir. Bu sebeple onlara hazırlayacağınız yer sizin rahatınız ve onların rahatına için daha uygun olacaktır.
Yavru kediniz iki aylıktan küçükse kendi başına doğru dürüst yürüyemez bulunduğu yerden fazla uzaklaşamaz ve bir yerlere tırmanamaz ya da zıplayamaz. Ayrıca kendi başına beslenmesi de pek olası değildir. Eğer ıslak yavru kedi maması dahi yiyemeyecek kadar küçükse granül kedi maması edinip ılık suyla karıştırıp onu biberonla beslemeniz gerekir. Sakın yavru kedinize süt vermeyin! Bizim tükettiğimiz inek sütleri onların sindirim sistemi için uygun olmadığından ishale neden olur. 100 gram vücut ağırlığı olan bir yavru kedi 30 ml süte ihtiyaç duyar. Ayrıca anne sütü alamayan yavrular için multi vitamin desteği gereklidir. Yavru kedilerin açlık kan şekerleri çabuk düştüğünden 2 saatte bir beslenmelidir. Bir haftalık olana dek 2 saatte, 2 haftalıklar 4-6 saatte bir beslemelidir. Üç haftadan itibaren 6-8 saatte bir beslenmesi yeterlidir. Gelişimini takip etmelisiniz böylece almış olduğu besinin kaybettiği enerji için yeterli olup olmadığını anlarsınız. 4-5 haftadan itibaren süt tozu veya granül mamaların desteğinin yerini konserve yavru mamaları alabilir. Dişleri hala kuru yavru kedi mamasını için yeterli değilse bu şekilde besleyebilirsiniz. Tüm çabalarınıza rağmen yavru kediniz yemiyorsa herhangi bir sağlık sorunu olabilir, bu durumda derhal veterinerinize danışmalısınız. Tıpkı bebekler gibi onların da yemekten sonra gaz sorunları olabilir. Sırtına yapacağınız masaj onu rahatlatacaktır.
Özellikle dört haftadan ufak yavru kedilerin bakımı biraz fazla fedakârlık gerektirebilir. Öncelikle vücut sıcaklıkları çok önemlidir. Sık beslenmeye duydukları ihtiyacı gösterdiği gibi başka sebepleri de olabilir. Fakat ilk güçlü olasılık gelen yavru kedilerin kan şekeri sıklıkla düştüğünden üşüdükleridir. Bu nedenle iki saatte bir beslenmelidir. Düşük vücut sıcaklığı yetersiz beslenmenin veya anne vücudunun sıcaklığına olan ihtiyacının ya da başka bir sağlık sorununun göstergesi olabilir. İlk olarak onu bir battaniye ile ve sıcak su torbası ile ısıtmaya çalışın eğer bir değişiklik olmuyorsa veterinerinize danışmalısınız.
İdrar ve dışkı için yapılacaklar ise; ilk önce düzenli idrar ve dışkı yapabildiğinden emin olmalısınız. Bunun için kumunu kontrol ediniz. Yapmakta zorlanıyorsa ıslak bir mendili bölgeye değdirmeniz yararlı olacaktır, çünkü anneleri onları bölgeyi yalayarak tetiklemeye çalışır. Tuvalet ihtiyacı karşılandıktan sonra kendini yalayarak temizleyemiyorsa önce alkolsüz ıslak bir mendille bölge temizlenir ve sonrasında kuru temiz bir bezle kurulanır. Tuvalet eğitimi vermek için yeteri kadar büyükse evdeki kumu ona göstererek, tuvaleti geldiğinde oraya götürerek bebekliğinden itibaren alıştırabilirsiniz. Çoğu kedi içgüdüsel olarak dışkının üstünü kumla kapatır ama kapatmıyorsa siz eldiveninizi takıp onun gözü önünde bu hareketi yapmalı ve öğrenmesini sağlamalısınız. Bu yöntemi tuvalet ihtiyacı öncesi kazma işlemi için de uygulayarak yavruyu eğitebilirsiniz.
İlk iki haftadan itibaren yavru kediler iyice hareketlenmeye ve oyuna ihtiyaç duyarlar. Oyun oynamak hem kas ve kemik gelişimi hem de psikolojisinin rahat olması için önemlidir. Sizinle kurduğu bağı güçlendirir. Onun için her şey oyuncak olarak görülebilir. Bir kurdele, bir boş koli, bir ambalaj kağıdı ya da başka ilgisini çekebilecek tüm nesneler ile oynayarak aynı zamanda avlanmak için pratik yapar ve bu iç güdüsünü geliştirir. Sadece fiziki değil mental becerileri de oyunla gelişir. Yeterli ilgi görmeyen veya oyun oynanmayan kedi anne şefkatini yeteri kadar göremediğinden çekingen veya agresif olabilir.
Genel temizlik, ortamın hijyeni ve yavrunun temizliği ayrıca parazit kontrolü yavru kedilerde çok önemlidir. Çünkü kendilerini yeteri kadar yalayıp temiz tutmayı öğrenene kadar, onun bünyesel zayıflığından faydalanmak isteyecek parazitler sağlığını tehdit edebilir. Aşı bu durum için en iyi yöntemdir. Yavru kedinizi kesinlikle yıkamayınız, onu yıkamanız üşütüp hastalanmasına neden olabilir. Henüz çok küçük olduğundan zaten vücut sıcaklığını tam olarak sağlayamaz. Sokaktan sahiplendiğiniz ve kedi çok kirliyse onu evcil temizleme mendilleriyle ya da ıslak bezle silerek temizleyip kurulamanız yeterlidir. Kulak içleri kontrol edilmelidir eğer siyah kirler görüyorsanız, kulağın içi ve kepçesi çok narin olduğundan temizlemek için veterinerinizden yardım almalısınız. Kulağın kirli olması ve narin dışa açık yapısı birçok parazitin buraya yerleşmesine neden olabilir. Bu yüzden en doğru yöntem derhal veterinerinize başvurmaktır.
Yavru kedilerin henüz yeteri kadar gelişmemiş savunmasız bedenleri pire için uygun ortamdır. Pirelerden kurtulmak için yine veterinere başvurmanız şart. Evde ancak doğal sabunla ılık su altında yıkayıp, pire tozu kullanıp, pire tasması takmanız veya pire tarağı ile taramanız yeterli olmayacaktır çünkü pireler sıcak ve gizli yerlere yumurtalarını bırakır bu durum da sürekli olarak yaşadığınız yerde yeni doğan pireler neden olur. Tek başınıza çözebileceğiniz bir sorun değildir. Önce yavruyu veterinere götürün ve gerekli ilaç ve yöntemlerle pirelerden kurtulmasını sağlayın. Tabi ki evdeki pire larvaları(yumurtaları) için de ayrıntılı bir temizlik yapmalısınız. Pireler insanların vücut sıcaklığı yaşamalarına elverişli olmadığından size atlamaz fakat durumu kontrol altına almazsanız kısa sürede çok sayıda üreyip hayatınızı cehenneme çevirir ve tabi ki yavrunun da kanını emerek sağlığını bozar.
Yavru kedilerin aşılarının düzenli ve zamanında yapılması çok önemlidir. Annesi olan yavru kediler bağışıklık sistemlerini anne sütü ile geliştirirken sadece anne sütü onları korumaya yetmez. Annesi olan yavruların ilk önce parazit aşılarının yapılması gerekir daha sonrada diğer aşıların da düzenli yapılması şarttır. Yavru 45 günlük olduğunda ilk olarak iç ve dış parazitlere karşı aşılama yapılması gerekir. Enjeksiyon ve damla yoluyla yapılan aşılama için yavru kedi veterinere götürülmelidir. Daha sonra 1-2 haftalık olduğunda herhangi başka bir sağlık sorunu yoksa karma aşı ile sürece devam edilmelidir. Kedilerin ayrıca lösemi, kist, kuduz aşılarını da zamanı geldiğinde yaptırmak çok önemlidir. Kist ve kuduz aşısı gibi bazı aşılarının yapılması hem onun için hem de sizin için hayati önem taşır. Bazı hayvan hastalıkları hayvanlardan insanlara bulaşabilir. Bu konudaki desteği ve bilgiyi veterinerinizden alabilirsiniz. Aşı karnesi edinerek yapılan aşıları tarihlendirmek takip için kolay bir yöntem olacaktır. Aşı karnesi edinmek sadece aşı takibi için değil, kedinin yaşının ve diğer sağlık sorunlarının takibi için de gereklidir. Üstelik eğer şehirler arası veya uluslararası seyahat ediyorsanız, hava alanında sizden aşı karnesi isterler. Karne içindeki aşıları ve aşıların tarihlerini ayrıca mühürlerini kontrol ettiklerinden karne edinmek çok önemlidir.
Tüm bu temel bilgilerden sonra yapacağınız iki şey daha var. Biri pencerenizi ve balkon kapınızı özellikle yüksek katta oturuyorsanız açık unutmamanız. Çünkü kediler 3 ay itibariyle buralara tırmanıp denge kaybı yaşarsa aşağı düşebilir. Kediler her ne kadar dengeleri ile ünlü olsalar da yavrularda hala bu beceri tam oturmamış olabilir ya da uçan bir kuşu avlama heyecanı ile dikkati dağılabilir. Düşme durumunda oluşabilecek rahatsızlıklar kırık, çatlaktan başlayıp iç organ zedelenmeleri, uzuv hasarları, beyin hasarlarıyken, kedinizin hayatını kaybetmesi ile de sonuçlanabilir. Kedilerin hep dört ayak üstüne düştüğü kısmen gerçek olsa da hazırlıksız yakalandıkları durumlarda dört ayak üstüne düşemeyebilirler.

Yavru Kedilerde Görülen Yaygın Hastalıklar
Yavru kedilerde göz ve diş enfeksiyonları sıkça görülür. Göz kenarlarında sümüksü akıntı varsa yavru kediniz göz enfeksiyonu kapmış olabilir. Tedavi için veterinere danışarak uygun ilacı temin edip söylenilen düzende uygulamalısınız. Diş enfeksiyonları da yine yavru kedinin yeni dişleri için büyük tehdittir. Eğer yavru kedi diş enfeksiyonu kaparsa beslenmesini gerektiği gibi yerine getiremediği için kilo kaybı gibi oluşabilecek sağlık sorunlarının yanı sıra enfeksiyonun ilerlemesiyle kediniz sinüzit bile olabilir yani vücudun diğer kısımlarına da etkilenir.
Solunum Hastalıkları
Çeşitli bakteri ve virüsler nedeniyle üst solunum yollarının veya sinüslerin iltihaplanması olarak bilinir. Hastalıklı başka bir hayvandan solunum veya kan yoluyla bulaşır. Hastalığın bulaşmasını ortak eşya kullanımı da tetikleyebilir. Kediden kediye bulaşır. Hapşırma, burun akıntısı, öksürük, ateş, iştahsızlık, hızlı nefes alma, gözlerde kızarma ve sulanma, ağızdan nefes alma, depresyon gibi birçok belirtisi vardır. Tedavisi, veteriner tarafından yürütülürse kediniz iyileşecektir.
Kedi Lösemisi
Kedi lösemisi ilk defa 1960’da görülmüştür. RNA zincirinin bozulmasıyla bağışıklık sistemini çökmesine neden olur. Kansızlıktan kansere kadar birçok başka hastalık lösemiye çevirebilir. Doğuştan annesinden veya dışarıdaki başka bir kedinin ısırmasıyla bulaşabilir. Bir yaşın altındaki yavrularda daha sık görülür. Lösemi aşısı hastalıktan korunmak için en etkili yöntemdir ve yetişkin olduğunda da yaptırılmalıdır. Belirtileri iştah kaybı, tüylerde dökülme, ateş, üst solunum rahatsızlıkları, kusma, davranışlarda değişiklik, kronik cilt hastalıkları, diş eti iltihabı,hastalık nedeniyle nöbet geçirmesi, lenf bezlerinde nodül oluşumu, bilinç uyuşukluğudur. Çoğu kedi yavruyken aşı yapıldığı için bu hastalıktan etkilenmezken bazı aşısız kedilerde lösemi görülür. Eşya ve gıda paylaşımı ile de bulaşır. Ciddi bir sağlık sorunu olduğu için, tıpkı distemper rahatsızlığında olduğu gibi veterinere götürülmesi gerekir. Korunmak için kedinizin beslenmesinin yeterli olmasına özen gösterin ve mutlaka kontrollerini yaptırdığınızdan emin olun. Lösemi aşısı hastalıktan korunmanın en önemli yoludur ve hastalığın tedavisi yoktur.
Kuduz
Kuduz beyini etkileyen bir virüstür. Ölümcüldür. İlk belirtisi ise korkudur ve salyalanmadır ayrıca olağan dışı hareketler, agresif olma hali, artan miyavlama, iştah kaybı, zayıflama, uzuvlarda koordinasyon bozukluğu olarak devam eder. Felç, nöbet ve ani ölümle sonuçlanır. Kuduzlu hayvanın sağlıklı hayvanı ısırmasıyla bulaşır. Ayrıca kuduz hayvanın sağlıklı insanı ısırması ile de insana bulaşır.Salgı ve tükürük yoluyla da geçtiği görülmüştür. Kesinlikle yavruyken aşısının düzenli yapılması gerekir. Eğer yavru kediniz kuduza yakalandıysa tedavisi yoktur, genellikle ölümle sonuçlanır. Kedinizde kuduz teşhisi konulabilecek bir test yöntemi henüz geliştirilmedi. Virüs kedinize bulaştığında birkaç gün içinde belirtiler görülmeye başlar. Bu yüzden kesinlikle yavruyken aşısının yapılması gerekir.
Bağırsak Solucanları ve Mantarlar
Bağırsak solucanları bağırsağın tıkanmasına ve toksik zehirlenmeye neden olur. Bağırsak solucanlarını önlemek için iç parazit aşısı gerekli bir önlemdir. Birçok parazit bağırsaklarda yaşayabilir. Bu durum da yavru kedinin yeteri kadar beslenmesine rağmen gerekli gıdayı alamamasından ve gelişimini sağlayamamasından başlayarak birçok sağlık sorununa neden olabilir.
Mantarlar da birer parazittir. Başka birçok hastalığa neden olabileceği gibi bu parazit size de bulaşabilir. Kedinin kanıyla beslenirler bu sebeple birçok başka hastalığa davetiye çıkarırlar. Kusma ve kilo kaybı ilk görülen belirtilerdir. Kedinin arka kısmında kürkünün üstünde pirinç tanesine benzer oluşumlar görülür. Akciğer mantarı da görülen başka bir mantar türüdür. Genellikle kuş avlayıp yiyen kedilerde görülür. Anüs etrafında görülen mantar oluşumları, ishal veya kabızlık,kanama, kilo kaybı, kusma, kansızlık, öksürük diğer belirtiler arasında sıralanır. Mantarlar da larva bırakan parazitler olduğu için sizin sağlığınız da tehlike altında olabilir. Tüm bu sebeplerden dolayı iç ve dış parazit aşısının yaptırılması çok önemlidir.
Kanser
Kanser hücrelerin kontrolsüz çoğalması nedeniyle oluşan genetik veya çevresel nedenli ciddi bir hastalıktır. Vücudun bir kısmında oluşan tümör ve kanserli hücre başka kısım ve organlara sıçrayarak yavru kedinizin ve hatta yetişkin kedinizin yaşamsal fonksiyonlarını fazlasıyla etkiler. Cilt, kulak ve mide ve göğüs kanserleri en yaygınlarıdır. Belirtileri öncelikle vücutta yumru veya kitle oluşumu olabilir. Evde siz kendiniz kontrol edebileceğiniz gibi veterinerinize de her muayenede danışmanız önemlidir. Kedinizin vücudunun herhangi bir kısmında şişme varsa yine aynı şekilde veterinere gitmek gereklidir. İyileşmeyen yaralar da kanser belirtileri arasındadır. Herhangi bir organın doğru çalışmaması da bir diğer belirtidir. Mesela sorun midede ise kusma, bağırsakta ise ishal gibi sorunlar varsa ve bu durum düzenli ve uzun süreli olarak devam ediyorsa kediyi hemen veterinere götürmek çok önemlidir. Solunum yetersizliği de belirtiler arasındadır çünkü akciğer kanseri belirtisi olarak görülebilir. Kediniz yavru olmasına karşın çok az hareket ediyor, oyuna ve ilginize tepki vermiyorsa, yeme ve tuvalet ihtiyacında sorun varsa sadece kanser değil tüm diğer hastalıkların da belirtisi olabileceğinden veterinere danışmak size en doğru bilgiyi sağlayacaktır. Kediniz yemek yemiyorsa hızlı kilo kaybı yaşar ve sadece kanser değil beslenme yetersizliğinden kaynaklı başka ciddi sorunlarla da karşı karşıya kalacaktır. Ultrason, röntgen ve biyopsi yoluyla tanısı konur ve tedavisi belirlenir. Kemoterapi, radyasyon tedavisi, bağışıklık tedavisinden oluşan muhtemel bir tedavi kombinasyonu uygulanır. Tedavi başarısı kedinin direncine ve kanser hücresinin çeşidine göre değişir.
FIV (Corona)
Kedilerde fiv virüsü kedilerin bağışıklık sistemini çökerten hastalıklar dizisine sebep olur. Yıllarca belirti göstermeyebilir. Virüs yavaş hareket ederek bağışıklık sistemini yavaş yavaş çökertir. Böylece kedi başka sağlık sorunlarına sahip olur ve bu sorunlar kronik hale gelebilir. Ateş, kansızlık, kilo kaybı, tüy kalitesizliği, iştahsızlık, ilgisizlik, anormal fiziksel belirtiler, örneğin gözlerde enfeksiyon, diş etlerinde, dişinde ve ağız çevresinde iltihap, hapşırma, burun akıntısı, burnun koku almaması, idrarı veya dışkıyı tutamama veya yapamama, tansiyon, davranışlarda değişiklik gibi bir çok belirtisi vardır. Kediden kediye yiyecek ve kum kabı paylaşımı, ya da virüslü kedi ile temas yoluyla solunum sisteminden bulaşır. Annesinde fiv virüsü varsa yavru doğumundan itibaren o da virüsü taşıyacaktır. Alınabilecek önlemler arasında kedinizi içerde tutmak ve yürüyüşe birlikte çıkarak kontrolü sağlamak, temas kurduğu başka kedilerin fiv virüsü taşıyıp taşımadığından emin olmak şeklinde sıralanabilir. Kesinlikle insana bulaşmaz.
Aşıların düzenli yapılması, beslenme ve gerekiyorsa gıda desteği, hijyenik ortam, kedinin hijyeninin sağlanması, örneğin düzenli taranması, pati temizliği, diş temizliği, kulak temizlik kontrollerini aksatmamak , gerekir. Bunların yanı sıra mama kabı, kum kabı, oyuncaklar temiz tutulmalıdır. Islak mama kabı her gün yıkanmalı, kum kabı her gün temizlenmeli, su kabı temizlenerek suyu tazelenmelidir.
Yorum Yap